20 Şubat 2013 Çarşamba

Ege Denizi

Ege Denizi veya Türkçe kökenli ad olarak Adalar Denizi, (Yunanca: Αιγαίο Πέλαγος: "Egeo Pélagos") Balkan ve Anadolu Yarımadaları arasında, Akdeniz'e bağlı bir deniz. Marmara Denizi ve Karadeniz'den Çanakkale ve İstanbul Boğazları ile ayrılan denizin kuzey sınırları karalarla çizilmiş olmakla birlikte, güney sınırlarını Yunanistan'a bağlı adalar olan Rodos ve Girit adaları çizer. Denizin tüm kıyıları Türkiye ve Yunanistan ile çevrilidir. Karadeniz üzerinden taşınan petrol ürünlerinin dünya pazarına ulaşmasında başlıca yoldur.

Coğrafya

Ege Denizi Anadolu ve Yunanistan Yarımadası arasında bulunan irili ufaklı 3000 kadar ada ve ada görünümündeki kara parçalarına da içine alan yarı kapalı bir denizdir. Anadolu Yarımadasının batı kıyılarının çok fazla girintili ve çıkıntılı olması ve bu kıyılara çok yakın konumda çok sayıda ada bulunması, Ege denizinin daha önce büyük bir kara parçası olduğunu düşündürmektedir. Ege denizinin, başka yerlerde çok az görülen, girintili çıkıntılı kıyılara; bu kıyılarda bulunan çok sayıdaki koy, körfez, boğaz ve yarımadaya sahip olma gibi bir başka özelliği daha vardır.
Ege Denizi, yakın bir geçmişte “Aegeis” ya da “Egeid” adı verilen bir kara parçasının, büyük bir bölümünün sular altında kalmasıyla oluşmuştur; üstündeki adaların çokluğu nedeniyle “Adalar Denizi” diye de adlandırılır.
Ege'de gelgit önemsizdir ve yol açtığı düzey genişliği ancak bazı dar boğazlarda, rüzgarlarla meydana gelen yığılmaların da etkisiyle 30-40 cm'yi bulur. Adalar arasındaki bazı dar ve dolambaçlı boğazlar şiddetli ve karmaşık yerel akıntılara neden olur. Bunların en ünlüsü Eğriboğaz Körfezi'nde görülür.
Ege Denizi'nde, kuzeyde Saros Körfezi'nden başlayarak güneye doğru “S” biçiminde uzanan, tabanının derinliği yer yer 1000 m'yi aşan bir oluk yer alır. Ege Denizi'nde çok sayıda ada bulunur. Toplam yüzölçümleri yaklaşık olarak 23.000 km² olan bu adalar, her yana serpilmiş gibi görünmelerine karşın, belli bir düzen ve gruplaşma gösterirler.
Denizi üstünde egemen olan Akdeniz iklimi, bu büyük su kütlesinin etkisiyle bazı değişikliklere uğrar: Ege Denizi'nin etkisi, donlu günlerin sayısını azaltır. Denizi suyu sıcaklıkları da genelde kuzeyden güneye doğru artar. Bu artış kışın daha çok belirlidir. Kıyı ve adalarda kışları yağışlı bir Akdeniz iklimi görülür.
Yazın bütün Ege Denizi ısınır. Kuzey ve güney yüzey suları arasındaki sıcaklık farkı, 1°-2 °C'a iner. Sıcaklığın en yüksek olduğu ayda Ege Denizi'nin her yanında deniz suyu sıcaklığı 23°-24 °C arasındadır.
Ege Denizi'nde yıllık yağış tutarı kuzeyden güneye gidildikçe azalır. Yağışlar genellikle kış aylarında toplanmıştır. Komşu karalarda olduğu gibi, Ege Denizi alanında da yazlar çok kuraktır. Yazın Ege Denizi'nin her yanında, kuzeyden ve kuzeydoğudan “etezyen” adı verilen şiddetli bir rüzgar eser. Ege Denizi, biyoloji ve hidroloji özellikleri bakımından Karadeniz ile Akdeniz arasında bir geçiş alanı oluşturur.

Balıkçılık

Çanakkale Boğazı'ndan ve altüst akıntısıyla gelen ve besin tuzları, oksijen ve plankton bakımından zengin olan Karadeniz suları, kuzeydeki balık yaşamını olumlu yönde etkiler. Ege Denizi, oksijen bakımından zengin olmasına karşın, fosfat ve nitrat bakımından yoksuldur. Bu yüzden güney bölümü, dünyanın balık bakımından en yoksul denizlerindendir. Buna karşın denizin güney bölgesinde süngercilik, tarihsel olarak yapılan bir diğer iş koludur.

Hukuki durum

Ege Denizi'nin orta bölümleri, her ne kadar arada Yunanistan'a ait adalar olsa da , Türkiye ana kıta topraklarından 200 deniz mili daha yakında bulunmasından ötürü Türkiye'nin münhasır ekonomik bölgesi içinde kalır. Uluslararası Deniz Hakları Sözleşmesi'nin ilgili maddelerine göre; münhasır ekonomik bölge adı verilen ve petrol, madenler ve deniz servetlerini çıkarma hakkını veren bölge alanları tayin edilirken, bu münhasır ekonomik bölge sınırlarının belirlenmesinde adalar dikkate alınmamakta ve bu ekonomik alanın son hudutları, ana kıta topraklarından uzaklığıyla ölçülmektedir. Böylece Türkiye devleti, arada kalan Midilli, Sakız, Sisam ve Rodos gibi adaların 6 deniz mili karasularının üzerinden atlayarak bulunan Ege denizi orta bölümleri üzerinde --karasuları egemenliği anlamında değil-- fakat ekonomik hakları bakımından deniz tabanı mülkiyetine sahip bulunmaktadır. Uluslarası Lahey Adalet Divanı da bu doğrultuda çeşitli ülkelerle ilgili kararlar vermiştir. (adaların deniz ekonomik bölgelerinin olamayacağı şeklinde...) Böylece Türkiye ülkesinin denizaltı yataklarını işletme hakları kendi kıyılarından çok uzaklara, Limni, Naksos ve Girit adaları yakınlarına kadar uzanmaktadır.


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder